İmadeddin Nesimi veya Türkiye'de bilinen yaygın adıyla Seyyid Nesimi
Sûfi, Halk Şairi. Şiirlerinde "Seyyid", "Hüseyin" ve "Nesimi"
mahlaslarını kullanmıştır.
Seyyid Nesimi'nin hayatı hakkında kesin bilgiler bulunmamakla birlikte
doğum tarihinin 1339-1344 yılları arasında olduğu, idamının da 1417
veya 1418 yılında olduğu tahmin edilmektedir. Şiirlerinde Hallac-ı
Mansur'u andıran ifadeler kullanmasıyla idarecilerin tepkilerini
üzerine çekmiştir.
Nesimi'nin yaşadığı dönemde Azerbaycan'da Fazlullah Naimi'nin
(1340-1394) kurucusu olduğu Hurufilik hareketi geniş ölçüde
yaygınlaşmıştı. Nesimi Naimi'den öğrendiği Hurufiliği kabul etmiş ve bu
tarikat uğrunda mücadele etmiştir. Diğer hurufilere olduğu gibi Nesimi
de takip edilmiş ve 1417'de Halep'te derisi yüzülerek öldürülmüştür.
Şiirlerinden:
Ne zaman ki, kahpe felek, cahili ve haddini bilmezi sever oldu; artık
şüphesiz, faziletin müşterisi bulunmaz. /Fırsatçı hırsız, bütün gerekli
şeyleri götürse yeridir. Çünkü yola koyulan kafilede bir kişi bile
uyanık değildir. / Halkın işi çığırından çıktı. Gönül yıkıcılar
çoğaldı. Yaralı bir gönülü tamir edecek bir mimar bile bulunmaz. / Var
git derde katlan ve eziyetlere karşı sabırlı ol.Çünkü gönlün dileğinin
azı da, çoğu da bulunmaz. / İki yüzlülük ve hilekarlık işte aldı
yürüdü. Fazileti müşterisiz bıraktı. İlim sahiplerine parlak bir pazar
kalmadı. / Ey Nesîmî, sen sırrını bu ayak takımına açma. Çünkü bugün
dünyada sırdaş bir insan bile bulunmaz.
Ey kendinden habersiz, gel Hakk'ı tanı, zira o sendedir. Vücudun
şehrine girip seyret. Onun sende olduğunu görürsün. / Zanna kapılıp
nerdedir diye şaşkın şaşkın gezersin. Boşuna her yeri gezip durma.
Çünkü canın mekanı sendedir. / Ben Hakk'm senden ayrı olduğunu nasıl
söyleyebilirim? Çünkü Hakk'm nizamının sende olduğunu gözümle
görmüşüm./İlahî bir bülbül isen başka bir gül bahçesi arama.
Ruhulemîn'in (Cebrail'in) gül bahçesi sendedir, seyre çık.
Gönül sefa ve dünya zevkine aldanma, kana boyar. Seni bu sevdaya salar,
kendi başka hayale dalar./ Ey akıl sahibi, şu beş günde devran sana el
verirse, biran yüzüne güler, sonra yüz bin üzüntü verir./ Bunca haceti
yığacağına, yürü, bir olgunluk, mükemmeliyet iste. Ecel yeli bir gün
esince ona çok zarar verir./ Eğer âşık isen, bunca haceti ne
yapacaksın, terket. Aşka düşmüş olan mala sevdalanmaz. /Zülfün yüzüne
düştüğünü görmeyen ahali, güneş tutuldu diye yanlış fikre kapıldılar./
Varlığını yığıp yedirmeyen kişinin malı zehir (yılan) olur. Ey saki,
sözünde yalan olanın vebali boynunadır.